Ana içeriğe atla

Üniversitedeki İlk Senem

     Merhabaaa
     Emoji koymuyorum. Bugün acı tatlı geçirdiğim bir seneyi anlatıcam. Eğer emoji konulacaksa biri ağlayan, diğeri gülen olabilir. Üniversitenin bana kattıklarına azda olsa değinmek istiyorum. 1 sene önceki halimle şimdikinin arasında dağlar kadar fark var. Sanırım, 3 sene sonra sıra dağlara dönüşecek. Üniversite herkese bir şeyler katıyor. İyi veya kötü olacağına biz karar veriyoruz. Yapılan araştırmalara göre iyi yönde olduğum düşünülüyor. ( Allah'ım lütfen iyi olsun.Amin)
     Uzun bir süre yazı yazamadım. Gıybetler birikti. İzmir'e döndüm sonundağğğ! Memleket hasreti bildiğin gibi değil gülüm... Gerçi sene içinde bin kere geldiğimden Mersin'de daha az vakit geçirdim. Ya sen Mersin'de okumuyon mu ne işin var burda? sorularına çok maruz kaldım. Ama bu beni ilgilendirir. Bir de babişkomu. Janım dady eksik olma.
     Geçen gün bilgisayarımı tamirciye götürdüm. Adam biraz garipti. Hatta kendi kendine de konuşuyor. (Dünyada onu yapan tek kişi ben olduğumu sanıyordum.) Usb taktı bir şeyler yapıyor ama ne yaptığını o da bilmiyor. Sorunca açıklama yaptı, bende anlıyormuş gibi yaptım. Çünkü anlamadığımı anlarsa, aha bu malı kandırırım donuna kadar alırım, diyebilir.  Alt tarafı wifi' ye bakıcaksın ağbi sana atomu parçala demedik. Birde gözlük takıyor ama gözlüğü kullanmıyor. O nasıl oluyor demeyin. Gözlüğü indirmiş ağzına kadar üstten ekrana bakıyor. Acaba dedim, uzağımı göremiyor. Ama yok uzağa da öyle bakıyor. Anlayacağın iyice işkillendim. 
     Eve dönerken aklıma bir sürü şey geldi. Ya bu bilgisayarı açtığımda beni kameradan izlerse? Yok kesin program attı bu yada bişeyleri kodladı falan. Gidip dükkanını basıcam. Camlarını indircem. Kesin kameradan bakacak, evde kimsenin olmadığı anı kollayıp arkadaşlarıyla gelip, beni kaçıracak. Sonra böbreğimi alıp birde not bırakacaklar. ''Uyandığında hemen hastaneye git yoksa çok geç olur.'' Tövbe Yarabbim tövbe Allah'ım. Bir daha asla gıybet etmiycem. Nolursun böbreğim bende kalsın. Hem benim böbreğim para etmez. Çok su içiyorum o da çalışcam diye çok yoruluyor. Olum siz kimi kaçırma planları yapıyorsunuz?? Babama söyliycem sizi. Şimdilik dükkanı basana kadar kamerama peçete yapıştırdım. Peçeteyle ilgili plan yapsın. Beni istese de göremeyecek, böbreğimde bende kalcak. Allah'tan pratik bir zekam var. Her işten böyle sıyrılıyorum. 
     Böbrek falan dedim ama bu aralar ciddi anlamda böbreğim ağrıyor. Annem de sıcak tutsun diye yünlü korse giydirdi. Böbreğim çalınmasın diye uğraşırken zafiyetten ruhumu teslim edicem. Offf vallahi nefes alamıyorum. Sanki ciğerlerime takmışım gibi. 
     Ne zorluklar altında yazıyorum farkındasın dimi. Fedakarlığın göbek adım olduğunu daha önceden söylemiş miydim? Söylemediysem de mütevaziliğimdendir. Kendimi övmekten hiç hoşlanmam. Yazıma devam ediyorum.
     Ne diyorduk? Hah, Mersin maceramın ilk senesi. Daha dün gibi  Mersine ilk adımımı attığımı hatırlıyorum. Hatta tercih sonucunda Mersin çıktığında Oha ben ne ara Mersin'i yazdım, demiştim. Ispartayı yazmıştım,  Allahım nolursun bidaha yazmıcam Isparta olmasın diye dua ediyordum. Tercihlerimi 2 gün içinde yaptım. O ara hayatın tüm yükü benim omuzlarımda 10 çocuğumla sokakta kalmış gibi hissediyordum. Kendimce sebeplerim vardı kanki öyle deme.
     Mersin'in haritadaki yerini bile tam bilmiyorken, birde yazmışım.Öyle interesting im. Annemle Mersine gittik. Kalacağım yeri ayarlayıp, okula bakıcaz. Anneme krizler geçirttim. Ben burda kalmam anneğğğğ. Ben bunlarla aynı yerde bulunmam anneğğğğ. Iyy bu ne beğğğ. Arszılıkta zirveyim, janım anamda hiç sesini çıkarmıyor. Benim bu hayattaki en büyük şansım annemin kızı olmam. Kardeşlerimde tuzu biberi. kalp kalp kalp. Allah'tan en sonunda sevebileceğim bir yer bulduk. Bulduk ta, şimdi de ev arkadaşımın kim olacağı sorunu var. Aklımdan bin türlü şey geçiyor. Ya kızla anlaşamazsam? Ya kız hep party hard takılıyorsa? Ya garip garip hareketleri varsa? Bir dediği diğerini tutmuyorsa? Hele ki izin almadan odama girip birde karıştırırsa???? ALLAAAAAAAA! Parçalarım onu.
     Ama neyse ki bunların hiç biri olmadı. Tüm isteklerimi anlattım. Kızı sevmezsem balkondan aşşağı atabileceğime kadar. Ve aradığım kriterlerde 2 kişinin olduğunu söylediler. Seni seçtim pikachu(mervi). Paravan açılsın ona göre bir çay içeriz, dedim. 
     Biliyorsunuz, kaldığım apart, en az benim kadar crazy. Bilmeyenler bir önceki yazıma go. Crazy liğin eksik olmadığı böyle bir yerde ev arkadaşımın very calm olması? Kız, TIP OKUYOR. 1,2,3 tıp değil. TIP FAKÜLTESİ. TIP.DOKTOR.DOCTOR. BENİM EV ARKADAŞIM. Kızı da bir görün, mütevazilikten ölücek. BENİM EV ARKADAŞIM. Bir yere gidiyoruz. Ne okuyorsunuz? diye soruyorlar. Ben hemen atlayıp. Arkeoloji diyorum. Kız söylemeye utanıyor. Utana sıkıla, tıp diyor. La havle ya. Ben tıp okusam alnıma TIP, kollarıma baştan sona;
T
I
P
yazdırırım. Baktım bu söyleyemiyor, bende nereye gitsek kendimden önce, ev arkadaşım tıp okuyor diyorum. Hatta kendimi öyle kaptırmışım ki bazen bana sorduklarında, tıp diyorum. Sınav zamanların da sanki ben tıp o arkeoloji okuyormuş gibi bana öyle destek oluyor. Kızzz Merviiiii. Selamssslar olsun. Bizim şarkımız olan, Heijan feat Muti- Yansın Geceler, sana gelsin doctor. 
  

                          

     SİMGEĞĞĞĞĞ!!! diye bağırdığını duyar gibiyim. Kız seni bile dile getiriyorum ya. Gücümün farkını bir kez daha anladım... Kiss you doctor.

     Okulun ilk 3 ayları derbeder takılıyorum. Derbederliğimin sebebini de burda açıklayamıcam kanki bırak da özelimiz olsun. Benim derbederliğim de,günde bin defa gülüyorsam 995'e düştü. Üzdü yani. Yeni insanlar yeni şehir, sence bu benim için sorun olabilir mi? NO FİNE TENKS. Allah çeneme zeval vermesin açamayacağım kapı yok. Kilitli olanların da kilidini kırarız. Kıpssssss. 
     Bölümümü çok sevdimmm. Hocalarımız hakkındaki yorumumu mezuniyetime saklıyorum. Çook sevdiklerimde var. Arada bela attığımda. Biliyon işte, klasik student. Ayyyyyy bir tane hocam var. Gerçekten bir tane. Yeryüzünde ondan birkaç tane daha olsaydı kesin dünyayı ele geçirirdi. Ona olan sevgimi bilen bilir. Hayranım. Hele bir ders anlatışı var! Kendimi savaşta ön safhalarda hissediyorum. İdolüm resmen. Yanlış olmasında ondan tüm sınav notlarım, 100. YÜZ. Rahatıkeğğğğğğ.
     Okuyorum ama sürekli İzmir'deyim. Bunu söylemiştim dimi. Dur ama bak nereye bağlıcam. İzmirde okuyanların, kendini İzmirli sanması? Janım ya sen İzmirli değilsin ve biz bunu biliyoss. Üsgünüm. Boşuna biona İzmir yazma. Hepinizi yolcam bigün. Söylemedi demeyin.
     Doğum yerim, KARŞIYAKA. Daha doğarken hayata 1-0 önde başlamışım. Allah'ım, tenks tenks tenks. Zaten bir fake İzmirlilere birde Arkeoloji okuyan herkesin kendini Arkeolog sanmasına hastayım. He sensin, tamam Arkeologsun. 
     O değilde geçen aklıma şey geldi. Baya baya düşündüm, balkona çıkıp uzaklara daldım.  Diyeceğim şu;  Farzet ki ilerde kitap çıkarttım. İmza günüm oldu. Çeken, çekemeyen, seven, sevmeyen herkes geldi. Ben tabi dünden hazırlanmışım sanki yayınevi benimmiş gibi. HAYRANLARIM bana, Yayoo nolursun imzala diyecekler, bir fotooo bir fotoooo diye bağıracaklar. Herşey çok güzel. Ama benim imzam yok!!! Yani var da afilli değil. Offff hemen bu konu üstünde çalışmalara başlamam lazım. Sonradan rezil olup ıyy götüm, bizde bunu bir bok sanıyorduk, imzana sıçayım vs. gibi laflar duymak istemiyorum. Kız duyarsam kanınızı içerim sizin. Benim duymayacağım yerde söyleyin.
     Genelde kendi kendime kurulur, senaryomu yazarım. İşin garibi, bunlara inanıyorum. Sırf bu yüzden kimlere ne azaplar, ne işkenceler yaptım. Evet, evet yaptım. Ohhhhh canıma değsin. Yayoo be çok tıtlısın. Sen varya dünyada, kainatta, evrende teksin tek. İşte değerin bilinmiyor. 
     Tüm anılarımı anlatmak isterdim ama imkansız. Bir insanın her günü olaylı geçer mi? Valla geçiyor. Evde, okulda, yolda, hatta uyurken bile ses duyup, balkona çıktığım oldu. Hiçbir şeyi kaçıramam. 
     Sınavda başıma gelen bir olaydan bahsedeyim. Sınav sabahı küsler barışır, zorla gülücükler atılır. Şeytanın okula uğramadığı ender zamanları yaşarız. Sıralara, ayaklara, kollara, göbeklere, Allah ne verdiyse kopyalar hazırlanır. Yüzlerden şu okunuyor; Ölmek var bütler yok. 
     Sınavdayız. Kafamı kağıttan kaldırmıyorum. Yazdıkça yazıyorum. Bi ara öyle kaptırmışım ki yazcak birşey kalmayınca hayat hikayeme girmişim. Saçmaladığımı anlayınca, bi kafamı kaldırıyım beynime oksijen gitsin dedim. Anaaa kaldırır kaldırmaz hoca kağıdını getir dedi. İlk anlamadım. Arkamı döndüm banamı diyo len bu diyorum. Hoca da, evet sana diyorum dedi. Sıçtın kızım Yayoo. Arkeolog olamadan hayata gözlerini yumacaksın. Baktım zaten yanmışım bari gururumla yanayım dedim, bağırmaya başladım. HOCAM BEN NAPTIMMM!!! NİYE VERCEKMİŞİM!! BANA MI DİYONUZ!! BURDA KAFAMI KALDIRMIYORUM VERMEM KAĞIDIMI!! diyorum. Adam hala evet sana diyorum getir kağıdını diyo. Hay dedim kağıdına be. Tam kalkıcaktım ki ön çaprazımda oturan kız, hocam ben miyim? dedi. Hocada evet sen deyince...
     Allah cezanı vermesin Yayoo.Kendi kendimi rezil etmekte sınır tanımam. Kimseye ihtiyacım yok. Kız kağıdını verdi, çıktı. Hoca yavaş yavaş yanıma geliyo. BİSM.İçimden kelimei şaadeti getirdim. Geldi ve kafasını yavaşça eğdi. Daha demin ki sinirini anlıyorum. Tam 10 dakikadır sınavdasın ve hiçbir şey yemedin. Bu senin için çok zor. İstersen kağıdını ver, hemen git bir şeyler ye, dedi ve gülmeye başladı. Adam bildiğin yarıldı. Sen pervasızca o adımlarını atarken ben burda nirvanaya ulaşmışım, okuldan atılıp tinerci olduğumu bile hayal etmişim, sen şimdi bana esprimi yaptın? Espriyse de çok komikti hojajım. he he he:) (yazıyı okuyabilir, öğrencilik hayatımı tehlikeye atamam.)
     Biraz da Mersin'de tanıdığım people lara laf edeyim. Ama ondan önce şu korseyi çıkarcam. Ay bu ne be. O kadar sıkı ki, küllahta dondurma gibi duruyorum. Böbreği koruyalım derken canımızdan oluyorduk. Oh be! Dünya varmış. 
     People diyordum. Çoook güzel insanlar da tanıdım, yüzüne tükürsek Yarabbi şükür diyecekleri de. Thug life Yayoo! Sürekli birilerine sallıyorum. Birgün biri üstüne alınıp, ağzımla burnumu yer değiştirecek. 
     HEEE KOLAYDI. 
     Bütün kahrımı çeken janım aybü;


 ve kekem seloyu;


es geçmek istemiyorum. Çoğunuz onları yakından tanıyorsunuz. En büyük hobim onlara işkence etmek. Buna öylesine alıştılar ki etmeyince şaşırıyorlar. Noldu? Sende bir şey var bugün, canın mı sıkkın diyorlar. Bende onları çook sevdiğimden türlü türlü etkinlikler yapıyorum.Elimden geldiğince hikayelerimde sizlerle paylaşmaya çalıştım. Burdan onlara sesleniyorum; Dönmeme az kaldı. Şimdi siz düşünün...
     Benim için çok zor olsa da birinden daha bahsetmek istiyorum. İYİ Kİ tanıdığım, keşke yanımda olsaydı dediğim hayatımı güzelleştiren insan.
     Seni tanımak, vakit geçirmek çok güzeldi. Sen çok kıymetlisin. Tanıdığım en farklı ve en özel insansın. Kitap aşığı kardeşim. Sürekli öğrenme isteğin, çabaların, sana olan hayranlığımı hep arttırıyor. Olduğun yer insan dolardı ve sen dolması için hiçbir çabaya girmezdin. Sadece orda olduğunu görmeleri yeterdi. Bu kadar sevilmen bile kıskanılman için bir neden. Senden öğrendiğim çok şey oldu. Ama öğreneceğim çok şey de vardı.
     Seni gördüğüm ilk gün, gözlerimin önünden gitmiyor. Okul başlayalı 2 hafta olmuştu. Kapının hemen girişinde ki 2. sıra, duvar kenarında biri oturuyordu. İlk defa gördüm. Sormadan, yanına oturdum. Hiç birşey demedi. O küt saçları yüzünü kapatıyordu. Önünde her zamanki gibi küçük mavi not defteri, elinde de siyah pilot kalemi. Hoca bir şeyler anlatıyor ama ben anlamıyorum. Kendi kendime konuşuyorum. Hemen açıklamaya başladı. Ve daha sonrasın da, her ders boyunca, anlamadığım her kelimeyi, her cümleyi, sabırla bana teker teker anlattı. O dersten sonra hayatıma, tanıyabileceğim en özel insanlardan biri girmişti bile. Henüz ne kadar şanslı olduğumu bilmiyordum. Zamanla şansımı daha iyi anladım. Anladıkça yanımdan ayrılmasını hiç istemiyordum. İkinci üniversitesini okuyordu, işe gireceğini okuldan ayrılacağını söyledi. Hemen orada içimden, İnşallah işe giremez diye dua ettim. Çünkü onu kaybetmek istemiyordum. İyi ki de olmamış. Vakitlerimiz dar, ona doymam için bile zamanım yokmuş.
     Ağzından çıkan her kelimeyi çok iyi dinliyordum. Çünkü hep altı dolu cümleler kurardı benim kardeşim. Zamanla onu biriyle konuşurken görünce kıskanmaya başladım. O benim kardeşim ve benimle konuşmalıydı! Ama bu mümkün değil, çünkü insanlarla sohbet etmeyi çok sever. Bir plan yapıldığında bana napalım diye sorulur ama O' nun olduğu yerde ben ona sorardım. Eğer gelmezse bende gitmezdim. O'na göre hareket ederdim. Hatta sürekli, neden bu kıza soruyorum ben ya diye kendime kızsam da, yine onun ağzından çıkana göre hareket ediyordum. Sebepsizce. Kendime şaşırsam da, yanımda olmasından çok mutluydum. Yiyeceğimiz yemeği bile bana göre seçerdi. Çünkü benim gözüm diğerinde de kalırdı. Bende hem kendiminkini hem de onunkini yerdim. ÖZGE bu, fedakar, kendinden çok karşısındakini düşünür. Her öğle arası sonunda, elinde kahvesiz derse girmez. ''Sana da kahve alıyorum.'' cümlesini her gün tekrarlardı. Çantasından kakaolu burçak eksik olmaz. O yediği için değil ben derste acıkıp, mırıldanmaya başlayacağım için.
     Sabahları merdivenleri telaşlı çıkışın gözümün önünden gitmiyor. Saçlarına hiçbir şekil vermezsin hatta bazen taramazsın, insanlara güzel görünmek için çaban olmaz. İhtiyacın yok, çok güzelsin. Sana imreniyorum kardeşim. Seninle gurur duyuyorum. Kendini nasıl böyle güzel sevdirdin. Seni tanıdığım için çok şanslıyım. Tanıyamayanların da büyük bir kaybı var. Sadeliğin adını sen yazmışsın.
     Hep güler etrafa neşe saçardın. Hani diyorlar ya; Bir gülüşü var, kelebek görse ömrü uzar.
     Sen gittikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı, olamazda. Çok zor günler geçirdik. Sen hep bizim yanımızdasın. Sakın merak etme, her sınav kağıdında ikimizin adı yazıyor. Sınavları kaçırmana izin verir miyim hiç? Ama önümüzde uzun bir yol var kardeşim daha mezun olucaz. Ben ikimiz içinde çok çalışıyorum. Sen rahat uyu. 
     Seni çok özlüyorum. Bir kere görebilmek, sabahları telefonda uykulu sesini duyabilmek için yapamayacağım hiçbir şey yok. Ama maalesef, tek yapabileceğim dua etmek. Onu da eksik etmiyorum.
     Sayfalarca mesajlar yazdım, aradım hiç birinin dönüşü olmadı,okuyamadın. Aradığımda açmana, mesajların 2 tık olmasına alışmıştım. Daha yazmak istediğim çok şey var ama sanırım bunları yazıcak güç yok. O gün İYİ Kİ, sormadan yanına oturmuşum. Eğer oturmasaydım seni tanıyamadan hayatıma devam edecektim. Ne büyük bir kayıp.
     Sen gittin ama annen, annem. Abilerin, abilerim oldu.Senin bu kadar harika olmanı, onları tanıdıktan sonra daha iyi anladım. Onlar bana emanet. 
     Hayatta ne olacağını kimse bilemez. Yanınızdakinlerin kıymetini bilin. Bu cümleyi şimdi daha iyi anlıyorum. Bir daha sesini duyamayacağınızı ve ihtiyacınız olduğu anda göremeyeceğinizi düşünün. Ölümün olduğunu unutmadan hareket edin. Her şey gelip geçiyor. İnsani duygularınıza söz geçirin, geçirin ki pişmanlıklarınız olmasın. Kaybettikten sonra daha iyi anlıyorsunuz. Ama çok geç oluyor.
     Sizi güzeller güzeli kardeşimle tanıştırayım. 


    
      Bugünü, o anı dün gibi hatırlıyorum.  Fotoğraf çekilelim diye başının etini yemiştim. Hadi Özgeee, bu oolmadı, bir daha, bi de böyle...
     Seninle olan anılarım ilk günkü gibi. Moru seven kadın, SENİ ÇOK SEVİYORUM.
     Acısıyla tatlısıyla koca bir sene bitti. Hayatıma bakınca, nereden nereye diyorum. Fikirlerimin bu denli değişmesi bile garip geliyor. Hata yapmaktan hiç bir zaman korkmadım. Olabildiğince ders çıkarmaya hayatıma yön verip, şekillendirmeye çalıştım. Kendim için doğru olan yolu çizmeye başladım. Daha çok başındayım, biliyorum. Ama değişmesi için attığım adımlarla kendime olan güvenim arttı. Bir insanın isteyip de başaramayacağı hiçbir şey yok. Ailem desteğini bir an olsun benden esirgemedi. Sanırım bu yüzden hata yapmaktan korkmuyorum. Sadece özgüveni biraz fazla abartmış olabilirim. Ama bizde doğuştan yaradana sığınma söz konusu. 
     Ailemden sonra ki en büyük destekçilerim. Onlar olmasa hayat bu kadar güzel olmazdı. Önceden ''arkadaş'' kelimesi bana bir şey ifade etmiyorken,  şimdi daha iyi anlıyorum. Arkadaşlığın böylesine değerli olduğunu onlardan öğrendim. Beni ben olduğum için sevdiler, kabul etmeyecekleri şeyleri yapsam da, bahane bulup beni sevmeye devam ettiler. Hatalarımı üstlenip kendi hatalarıymış gibi düzeltmeye çalıştılar. Daha tarifini yapamayacağım birçok şey.
     Ablam, abim, kız kardeşim, erkek kardeşim. Hepsini bana tattırdılar. Evet ben bu bütüüün güzel insanlara sahibim.Düşünün, siz crazy oluşumun sadece bir kısmını görebildiniz. Ama onlar neredeyse her gün buna maruz kalıyorlar. Uzakta olana da telefonla yetişiyorum. Janım kekelerim, sisi seviyom. 
     Ramazan oluşu planlarımı biraz geciktirdi. Bitince, holidayler senin travellar benim tutmayın beni be! Antik kentler and müzeler and sea wait me. But first Ramazan.
     İşte üniversitemin ilk senesi böyle geçti. Hayatımdan çok memnunum. İnşallah daha da güzel anılar biriktirir ve sizinle paylaşırım. Benim gibi değişik anıları olan varsa dinlemeyi çok isterim. Kız değişik olmasa da olur, gel gıybet edek. Hadi gidiyom ben. Diyeceğin bir şey olursa write me. Kibssss.
İnstagram: @yayoogeziyoor

Yorumlar

  1. Ultra herşey dahil bir yazı olmuş ama muhteşemliğinden birşey kaybetmemiş tabi benden bahsedilmesi de bir artı ve Özge de yazının harika olmasını sağlayan kişi sanırım
    Özledim seni ve storylerini
    Merakla bekleniyorsun 😘😘💃

    YanıtlaSil
  2. Bende seni çoook özledim Aybüm💋 Çok teşekkür ederim yazıma ve hayatıma artı kattığın için💕

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İzmir Arkeoloji Müzesi

     HALLO!      Wie heisst du? Ich heise Yayoo. Guten tag. Guten morgen. Guten abend. Gute Nacht. Wie geht's? Sehr gut. Danke.Tschüüs. Willkommen sie. Ich weiss. Ich möchte. Eins, zwei, drei, vier, fünf, sechs, sieben, acht, neun, zehn. Das ist meine Mutter. Das ist meine schwester(buna schwepps diyesim geliyo.) Beni anlatan cümle; ICH BİN HUNGRİG.      Yüksek düzeyde yazdığım Almanca'mı sadece Almanlar anlayabilir. 1 haftadır Almanca çalışıyorum. Çok zeki olduğum için anında kaptım. Sonuçta ünlü bir alman düşünür ne demiş? Ya herro ya merro baby. Şimdi Almanca bilmeyen insanları da düşünüp yazıma Türkçe devam edicem.      Bu haftaki konuğum, İzmir Arkeoloji Müzesi. İzmir'in Konak ilçesinde yer alıyor. Ondan önce Smyrna (Bayraklı) antik kentine gittim. Maalesef kapalıydı. Kazı çalışmaları olduğu için sadece kazı yapılırken açılıyormuş. İçeri girmeyi çok istedim. Kimse yok muğğğğğ diye haykırdım. Ya açın kapıyı bende görmek istiyorum diye anırdım. Etrafını dolaştım

Tanrıların Doğuşu

     Merhabaaa… ( Gözleri yukarda emoji)      Çünkü bugün GIYBET günü. Çünkü bugün İÇ DÖKME günü. Çenem açıldı mı susmam. Sonra, Allah ne çene vermiş beee demeyin. Arkadaş tam yazı yazıcam bütün Mersin bana karşı mı olur ya. İnsanlar çoşuyor, garip garip sesler çıkarıyorlar, tüm mahalle inliyor. Bir gün kadın kocasını döver, bir gün köpekler kavga eder. Yalnız ciddi anlamda kadın kocasını dövdü. Bir ara inip adamı elinden almak istedim ama arada ben de kaynardım. Çünkü gözlerindeki o hışmı gördüm. Adam için sadece dua ettim… Karşımızdaki erkek apartı yetiyor bir de sen yapma ablam. Erkek apartı demişken. Artık inanıyorum normal geçen bir gün bana haram.      Mersin’de apartta kalıyorum. Site içinde karşılıklı apartmanlar. Biri kız diğeri erkek apartı. Apartımız bol gıybet ve eğlence içerikli kahveye de bekleriz. Reklam yaptım kirasını da yazıyım yardımım dokunsun.(payımı isterim artık.) Maç günleri apartımızdaki coşku tribünlerde yaşanmıyor. Kapılar ve pencerelerin açıldığı, hun

Mersin Arkeoloji Müzesi

      Merhaba… (üzgün emoji)            Üzgünüm, çünkü diş ağrısı çekiyorum. 20’li yaşlarımın bana hediyesi. 20'lik dişlerim kalp ben. Bu yüzden alttaki dişlerimden bir tanesi yamuldu. Olsun be Yayoo sen böyle de güzelsin, dediğinizi duyar gibiyim. Kader ortaklarım varsa yalnız olmadığımı bilmek isterim. İlk müze turumu böyle hayal etmemiştim. Oysaki her şey çok güzel başlamıştı.      Burayı da günlüğe çevirmiş olma ihtimalim yüksek. Ama ne yapabilirim sevgili okuyucu! Benim de bir şekilde içimi dökmem gerekiyor. Neyse şimdilik dişi bir kenara bırakıyorum. Bitki çayımdan bir yudum alıp başlıyooorum.      Okuduğum bölüm benim için çook önemli ve değerli. Bölümü ilk kazandığımda neredeyse tüm İzmir‘e Arkeolog olacağımı söyledim. Herhalde söyleyeceğim! Hayalimi gerçekleştirmişim. Ama hayalimi yerle bir eden arkadaşlarımdan gelen tek bir cevap vardı; Ooo bitir de çıkarttığın tarihi eserleri okuturuz. Tabi canım ben de bunun için okuyorum zaten. Bir kez daha çe